Arefeden başlar aslında bayram.
Kaybettiğin kim varsa önce onlara gidersin.
Bilirsin bayramlıklarını giymiş beklerler
seni.
Görürler, duyarlar.
Dua edersin.
İçten içe içini döker, büyüklerin
ellerinden küçüklerin gözlerinden öpersin.
Sonra gerçek hayata dönersin.
Hiç yıkamamış gibi arefe banyosunda
çitilersin çocukları.
Yaşlı olmasan da vardır illa ki bayram
anıların,
uyutmadan önce ninni niyetine anlatırsın.
Herkes uyuyunca bayramlıkları ütüler,
salona sıra sıra dizer,
Rengarenk şekerlemeleri masanın üzerine
yerleştirir,
yatmadan önce suç işler gibi yersin.
Bayram;
Erken kalkmanın keyif verdiği nadir bir
gündür.
Baba namazdan gelene kadar, evin içinde
koşuşturmaktır.
Bayramlıkları giymek, heyecanla iki dirhem
bir çekirdek beklemektir.
El öpmektir her yaşta.
Kocadan bayram harçlığı almak için verdiğin
mücadeledirJ
Kalabalık kahvaltı sofrasıdır.
Ruhun beslenirken aç kalan midenin
bayramıdır en başta.
Mutlulukla çalınan, güler yüzle açılan
kapılardır.
Çocuk hediyelerinin açılış anına tanık
olmaktır.
El yapımı baklavalar, çeşit çeşit çikolata
lokumlardır.
Telefonun diğer ucundaki özlem dolu sesler,
Pek anlamadığın ama seni gülümseten şiir
tadında upuzun mesajlardır.
Her sene başında acaba bu yıl kaç gün diye
takvime baktığın tatildir aynı zamanda.
Ziyaretler bittiğinde sakin İstanbul’un
keşfidir.
Sizin anlayacağınız,
Benim için fazlasıyla gelenekseldirJ
Çocuk neşesinde, kalabalık, gelenekli
görenekli, mutlu bir bayram istiyorum.
Kendim için de ve dilerseniz sizin için de…