15 Temmuz 2015 Çarşamba

Arefe...

Arefeden başlar aslında bayram.
Kaybettiğin kim varsa önce onlara gidersin.
Bilirsin bayramlıklarını giymiş beklerler seni.
Görürler, duyarlar.
Dua edersin.
İçten içe içini döker, büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpersin.

Sonra gerçek hayata dönersin.
Hiç yıkamamış gibi arefe banyosunda çitilersin çocukları.
Yaşlı olmasan da vardır illa ki bayram anıların,
uyutmadan önce ninni niyetine anlatırsın.
Herkes uyuyunca bayramlıkları ütüler, salona sıra sıra dizer,
Rengarenk şekerlemeleri masanın üzerine yerleştirir,
yatmadan önce suç işler gibi yersin.

Bayram;
Erken kalkmanın keyif verdiği nadir bir gündür.
Baba namazdan gelene kadar, evin içinde koşuşturmaktır.
Bayramlıkları giymek, heyecanla iki dirhem bir çekirdek beklemektir.
El öpmektir her yaşta.
Kocadan bayram harçlığı almak için verdiğin mücadeledirJ

Kalabalık kahvaltı sofrasıdır.
Ruhun beslenirken aç kalan midenin bayramıdır en başta.
Mutlulukla çalınan, güler yüzle açılan kapılardır.
Çocuk hediyelerinin açılış anına tanık olmaktır.
El yapımı baklavalar, çeşit çeşit çikolata lokumlardır.
Telefonun diğer ucundaki özlem dolu sesler,
Pek anlamadığın ama seni gülümseten şiir tadında upuzun mesajlardır.

Her sene başında acaba bu yıl kaç gün diye takvime baktığın tatildir aynı zamanda.
Ziyaretler bittiğinde sakin İstanbul’un keşfidir.
Sizin anlayacağınız,
Benim için fazlasıyla gelenekseldirJ

Çocuk neşesinde, kalabalık, gelenekli görenekli, mutlu bir bayram istiyorum.

Kendim için de ve dilerseniz sizin için de…