13 Şubat 2012 Pazartesi

Seni hep seveceğim…

Filme mi aşık olmuştuk, Frank mi çok yakışıklıydı, Rachell mi çok havalıydı, yoksa daha yolun çok başındaydık ve böyle aşklar mı hayal ediyorduk bilmiyorum.

Filmi izledikten sonra uzunca bir süre o şarkıyı dinlemek için kalmıştık koltuklarda...

Sessiz sessiz yürüyüp iç geçirmiştik çıkışta, günlerce konuşmuş, filmdeki tüm şarkıları ezberleyebilmek için başka albüm dinlemez olmuştuk.

Ne yakışıklı adamdı, nasıl güzel bi kadındı, nasıl güzel bir aşktı… Biz de böyle aşık olacak mıydık? Bize de böyle aşık olacaklar mıydı? Evet olacaktık. Kesin olacaktık ama bizim aşklarımız böyle mutsuz bitmeyecekti. Biz o uçağı durdurup boynuna sarıldıktan sonra asla gitmeyecektik, aşık olduğumuz adamı terk etmeyecektik.

Bir dönem aşk hayallerimizi en çok etkileyen filmdi Bodyguard.

Bugün de beni en çok etkileyen ölüm haberlerinden biri oldu seni hep seveceğim derken içimi titreten sesin ölümü… Hayallerimize hiç yakışmayan şekilde, bir otel odasında, yapayalnız ölmüştü Whitney Houston…

Üzüldüm. Çok üzüldüm.

Unutulmaz aşklar adına, bir dönem dünyanın en güzel aşk şarkılarını söyleyen kadın adına, gençliğimizde kurduğumuz hayaller adına…

Tek başına oluşuna, evinde sevdikleriyle beraber olmayışına, dillere destan gerçek bir aşk hikayesinin kahramanı olmak yerine, ilaçlarla aşk yaşayacak kadar şanssız olmasına üzüldüm.

Senin adına, bugünden sonra I will always love you diyen güzel sesini dinlemekten, I have nothing if I dont love you derken Frank’in seni nasıl kurtardığını hatırlamaktan başka yapacak bir şeyim yok sesi içimi titreten kadın.

Ama kendi adıma kızlarla biraraya gelip, Bodyguard’ı tekrar izlemek ve Rachel ile Frank’in mutsuz biten aşkına ağlamak istiyorum.

10 Şubat 2012 Cuma

bu da teyzesinden can'ına:)

Annenle bir ömrü paylaştık biz.

Koskoca bir 30 yıl aynı evde aynı odayı paylaştık.

Kimi zaman güldük....

Kimi zaman ağladık..

Sabahlara kadar müzik dinledik.

Aşklarımızı anlattık, arkadaşlarımızla sabahladık.

Ama herşeyi biz birlikte paylaştık.

Kardeşten öteydik.

Ve sonra evlendik.

Ayrı evlere gittik.

Ve bir gün bi duydumki Canımın Can'ı olacakmış.

Aradan 1-2 hafta geçti bir baktım Can'ımın kuzeni gelecekmiş.

Evet uzun aylar beklemenin sonunda önce sen geldin dünyaya.

Küçücüktün. Korumasız,Savunmasızdın.

Sonra Ali doğdu.Aranızda 10 gun vardı.

Ve işte o gün neyi anladım biliyormusun bizim gibi sizde birbirinize can yoldaşı olacaksınız.

Kardeş olacaksınız.

Birlikte ağlayıp birlikte güleceksiniz

Aynı bizim gibi sizde bir ömrü paylaşacaksınız.

Diliyorumki Can'ım hayatında,hayatımızda hep canlarımız olsun.

Çünkü ,Onlar varken bizim gözümüz hiçbir zaman arkada kalmayacak.

Seni çok ama çok seviyorum.Teyzen....

9 Şubat 2012 Perşembe

bu da süt annenden:)


Can'ım benim... İyi ki doğdun...

4 yıl önce bugün, karnımda Ecem 7 aylık ve senin gelişini bekliyoruz hastane koridorunda... O gün dün gibi gözümün önünde... o heyecanımızı sana anlatamam. İyi ki güzel anan seni doğurmuş...

Seni sütannen yer ve bitirir, Allah'ın izni ile ömrümüzün sonuna kadar inşallah bu mutlu günleri hep beraber sürdürürüz.

Can'ım benim...
Seni çok ama çok seven
Süt annen&Süt kardeşlerin (Ecem ve kardeşi)&Bülent

can'ıma...

Artık;
Bana günümün nasıl geçtiğini soruyor,
Bunları bulamayan çocuklar var diyerek tabağındaki yemeği bitiriyor,
Pahalı oyuncakları alamadığımızda bize küsmüyorsun.

Araba gelirken arkama geç anne diyor,
Beni koruyor,
Arabada parmaklarını parmaklarıma geçirip,
Saatlerce hayvan tutmaca oynuyorsun.

Karnıma elini koyup kardeşinle konuşuyor,
Allah’a dualarını kabul ettiği için şükrediyor,
Seni burdan 100’e kadar seviyorum diyerek
Beni çok ama çok mutlu ediyorsun.

Sabahları uyandığında takvime bakıyor,
Bugün annemin iş günü diyor ve artık ağlamıyorsun.

Yalnız yaşama ve siyah jet araba alma hayalleri kuruyor,
Biz yaşlandığımızda öleceğimizi düşünerek hüzünleniyorsun.

Ama bugünün yaşlılarına “siz yandınız. çok yaşlısınız yakında öleceksiniz” demekten geri kalmıyorsun.

Her tavuk pişirdiğimizde, neden hayvanları yediğimizi sorgularken,
Hayvan doktoru olmak istiyorsun.
Ama kliniğe kaplan gelsin istemiyorsun.

Bugün 4 yaşındasın.
Büyüdün.
Hem de çabucak.
Ben 4 yıl nasıl geçti hiç anlamadım.
Ne zaman sen benimle tüm bunları konuşur oldun onu da anlamadım.

Tek bildiğim; hayatımdaki en güzel şeysin.
Gecemsin, gündüzümsün, eğlencemsin, hüznümsün.
İyiliğimsin.
İyilik getirenimsin.

Sen benim 4 yıldır her gün daha çok aşık olduğum küçük adamımsın.
İyi ki varsın.