1 Ekim 2018 Pazartesi

Bazen

Bazen olmaz...

Doluya koyarsın almaz, boşa koyarsın dolmaz.
Susarsın olmaz, konuşursun olmaz.
Kalırsın olmaz, gidersin olmaz.
Bazen, sen ne yaparsan yap olmaz.

Geri çekilirsin işte o zaman.
Bakarsın uzun uzun..
Yarınına, bugününe, dününe... 
Klasik ben kimim, neredeyim, kim benimle diye...

Anlarsın sonunda.
Olan da olmayan da,
Var da yok da sensin aslında.
Sen varsan var, yoksan yok.
Sen yürürsen yürüyor, sen verirsen alıyor.
Sen durduğunda ise, yanından hızla geçip gidiyor...

Yani diyorum ki canım kendim,
Sen hep içinde kal çemberin.
Hep güzel tut yüreğini...
Dileyen içeri gelsin,
Dileyen dışarıdan izlesin.

17 Ağustos 2018 Cuma

17 Ağustos

Zamanın ne kadar çabuk geçtiğini konuşuyoruz sık sık kendi aramızda. Yıllar geçiyor, mevsimler değişiyor, çocuklar büyüyor, büyükler yaşlanıyor, işler bitmiyor, daha yapacak çok şey var deyip telaşlanıyor, ama iyi ama kötü bir sürü anı biriktiriyoruz...
Sonra günlerden 17 Ağustos geliyor...
O kaçıp kovalarcasına geçen zaman, her 17 Ağustos sabahı, gözünü açtığın yastıkta bir an için duruveriyor.
Yıllar bile bu kadar hızla geçerken, 45 saniyenin nasıl da hiç geçmediğini, nasıl da bitmek bilmediğini, nasıl da hayatımızın bu "kadarcık" süre içinde değiştiğini, müthiş bir hüzünle hatırlatıyor.
Sevdiklerinizle geçireceğiniz zaman çok kıymetli diyor. Hem de çok... Fırsatın varken değerlendir...
Önümüzde çok uzun bir bayram tatili var. Bayram yapın yapmayın, bayram kutlayın kutlamayın, ister tatil yapın, ister evde kalın, ama lütfen hep sevdiklerinizle kalın. Saniyeler sonra ne olacağını bilmediğimiz şu, hem kısa hem uzun hayatta, bayramı bahane edip güzel anılar yaratın.
Yenilerini giymiş çocuklarınız, el öptüğünüz yaşlılarınız, özenle hazırlanmış sofralarınız, sokak çocukları için çikolatalarınız, sesinizle mutlu olanlarınız, ileride bakınca mutlu olacağınız bir sürü güzel fotoğrafınız olsun.
Zaman hızla akıp geçiyor.
Çok nadiren de, çok uzun geliyor insana .
Fırsatınız varken sarılın sevdiklerinize.
Malum yarına kim öle kim kala...